Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Abanın kadri, yağmurda bilinir. |
 |
Abdestsiz sofuya namaz dayanmaz. |
 |
Acele ise, şeytan karışır. |
 |
Acele yürüyen yolda kalır. |
 |
Acemi katır kapı önünde yük indirir. |
 |
Acı acıyı bastırır, su sancıyı. |
 |
Açık yaraya kurt düşmez. |
 |
Acıkan doymam, susayan kanmam sanır. |
 |
Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur. |
 |
Aç ayı oynamaz. |
 |
Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme arsız edersin. |
 |
Aç koynunda azık durmaz. |
 |
Aç köpek fırın yıkar. |
 |
Aç tavuk rüyasında kendini darı ambarında görür. |
 |
Aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış. |
 |
Açın imanı olmaz. |
 |
Açın karnı doyar gözü doymaz. |
 |
Açlık ile tokluğun arası bir dilim ekmek. |
 |
Adam eşeğinden, kadın döşeğinden belli olur. |
 |
Adamak kolay, ödemek güçtür. |
 |
Adamakla mal tükenmez. |
 |
Adamın iyisi iş başında belli olur. |
 |
Ağaca balta vurmuşlar "sapı bedenimden" demiş. |
 |
Ağaca çıkan keçinin doğurduğu oğlak dala bakarmış. |
 |
Ağaca dayanma kurur, insana güvenme ölür. |
 |
Ağaç ne kadar meyve verirse, dalı o kadar yere eğilir. |
 |
Ağaç ne kadar uzarsa uzasın göğe değmez. |
 |
Ağaç ne kadar yüksek olsa da yaprakları yere düşer. |
 |
Ağaç yas iken eğilir. |
 |
Ağaçtan maşa Yörükken paşa olmaz. |
 |
Ağır kazan geç kaynar. |
 |
Ağır tas batman döver. |
 |
Ağız yemeyince yüz utanmaz. |
 |
Ağlama ölü için, ağla deli için. |
 |
Ağlamayan çocuğa meme vermezler. |
 |
Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar. |
 |
Ağlayak da gözden mi olak? |
 |
Ağrısız baş mezarda gerek. |
 |
Ağzı açık ayran delisi. |
 |
Ahmak misafir ev sahibini ağırlar. |
 |
Ak akçe kara gün içindir. |
 |
Ak koyunun kara kuzusu da olur. |
 |
Akan su yosun tutmaz. |
 |
Akçe bulsam, çıkı yok |
 |
Akıl akıldan üstündür. |
 |
Akıl yasta değil baştadır. |
 |
Akıllı düşünene kadar, deli oğlunu evermiş, torunu olmuş. |
 |
Akıllı evladın var, neylersin mali, akılsız evladın var neylersin mali? |
 |
Akılsız bastan sefil taban ne çeker. |
 |
Akılsız başın cezasını ayaklar çeker. |
 |
Akılsız köpeği yol kocatır. |
 |
Akılsızın şaşkını beyaz giyer kış günü. |
 |
Akrabanın akrabaya ettiğini akrep etmez. |
 |
Akranıyla konuşmayanın sesi, semadan gelir. |
 |
Akşam gelen misafirin, yiyeceği bulgur sıkısı, yatacağı ahır sekisi. |
 |
Akşamın hayrından sabahın şerri hayırlıdır. |
 |
Al elmaya tas atan çok olur. |
 |
Al yakışırken, el bakışırken. |
 |
Alacağın bir iğne, çeliğin okkasını orantıya vurursun. |
 |
Alışmış kudurmuştan beterdir. |
 |
Alim unutmuş, kalem unutmamış. |
 |
Allah aptala eşeğini kaybettirir, sonra buldurup sevindirir. |
 |
Allah şaşırttı mı, dayıya hala dedirtirmiş. |
 |
Allı yelek, pullu yelek, canfes neye gerek? |
 |
Alma mazlumun ahini çıkar aheste aheste. |
 |
Altın esik gümüş eşiğe muhtaçtır. |
 |
Altın yere düşmekle pul olmaz. |
 |
Altının kıymetini sarraf bilir. |
 |
Anan turp, baban şalgam, sen içinde gülbe şeker. |
 |
Ananın bastığı yerde yavru ölmez. |
 |
Anasına bak kızını al, astarına bak bezini al. |
 |
Anlayana Sivrisinek saz anlamayana davul zurna az. |
 |
Aptal düğünden çocuk oyundan usanmaz. |
 |
Aptalın karnı doyunca gözü yolda olur. |
 |
Ar gözden, kar yüzden anlaşılır. |
 |
Ar namus tertemiz. |
 |
Arap eli öpmek, dudak karartmaz. |
 |
Arayan belasını da devasını da bulur. |
 |
Ari satmış namusu tellala vermiş. |
 |
Arife günü yalan söyleyenin, bayram günü yüzü kara çıkar. |
 |
Arkadaş dediğinin gölgesinde suç islenir. |
 |
Arkadaşlık pazara kadar değil mezara kadardır. |
 |
Arkalı it kurdu boğar. |
 |
Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle. |
 |
Arpa ekinde buğday bekleme. |
 |
Asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, aslı ayrandır. |
 |
Aslan yattığı yerden belli olur. |
 |
Aslında olan tırnağına getirir. |
 |
Aş sabahın iş sabahın. |
 |
At alırsan yazın, deve alırsan güzün, avrat alırsan gezin ha gezin. |
 |
At binenin kılıç kuşananındır. |
 |
At ile avrat yiğidin ikbalindendir. |
 |
At karnından, yiğit burnundan bellidir. |
 |
At olacak tay yürüyüşünden belli olur. |
 |
At ölür de, itler bayram eder |
 |
At sahibinin altında kişner. |
 |
At ver hısım ol, kız ver hasım ol. |
 |
At, sahibine göre kişner. |
 |
Ata et, ite ot verilmez. |
 |
Atasözü tutmayan, uluya uluya kalır. |
 |
Ateş düştüğü yeri yakar. |
 |
Atın iyisi arkadan gelmez. |
 |
Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler. |
 |
Atın ölümü arpadan olsun. |
 |
Atlar tepişirken arada eşekler ezilir. |
 |
Atlı, itli sığmış, bir çocuk sığmamış. |
 |
Av alma, komşu al. |
 |
Avradı er zapdetmez, ar zapt eder. |
 |
Ay bozmaz, süt kokmaz. Kokarsa ayran kokar, çünkü aslı süttür. |
 |
Ayağa dokunmadık taş, başa gelmedik iş olmaz. |
 |
Ayağın sığmayacağı yere baş sokulmaz. |
 |
Aydan gelen halı üstüne, günde gelen kül üstüne. |
 |
Aylak sirke baldan tatlıdır. |
 |
Az sabırda, çok keramet vardır. |
 |
Az tamah, çok ziyan getirir. |
 |
Az yasa, uz yasa, akıbet gelecek basa. |
 |
Azıtmış, kudurmuştan beterdir. |
Baba koruk yer oğulun dişi kamaşır. |
 |
Baba mirası yanan mum gibidir. |
 |
Baban bana öğüt verirken, ben inek gözünde kırk sinek saydım. |
 |
Babası ölen bey, anası ölen kadın olur. |
 |
Bağ dua değil, çapa dua ister. |
 |
Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun. |
 |
Bağlı aslana tavsan bile hücum eder. |
 |
Baht olmayınca basa, ne kuruda biter, nede yasta. |
 |
Bakacağın yüze sıçma, sıçacağın yüze bakma. |
 |
Bakkal ölenin borcunu, diriye ödettirir. |
 |
Bakmakla usta olunsa köpekler kasap olurdu. |
 |
Bal döksen yalanır. |
 |
Bal olan yerde sinek de bulunur. |
 |
Bal, bal demekle ağız tatlanmaz. |
 |
Bana benden olur, her ne olursa, başım rahat bulur, dilim durursa. |
 |
Bas basa, bas da padişaha bağlıdır. |
 |
Baskın basanındır. |
 |
Baskısız yongayı yel alır. |
 |
Bastığın yer bayram olsun. |
 |
Başıma uymayan takke elin olsun. |
 |
Başındaki fese bak, girdiği kümese bak. |
 |
Başını ecemi berbere teslim eden, cebinde pamuk eksik etmesin. |
 |
Bazen inek, erkek; bazen de dişi doğurur. |
 |
Bekâr gözü ile kız alınmaz. |
 |
Bekâra karı boşamak kolaydır. |
 |
Beleş peynir fare kapanında bulunur. |
 |
Belli düşman, gizli dosttan yeğdir. |
 |
Benden sana öğüt, ununu elinle öğüt. |
 |
Benim adım Hıdır, elimden gelen budur. |
 |
Benim sakalım tutuştu, sen cigara yakmak istersin. |
 |
Besledik büyüttük danayı, şimdi tanımaz oldu anayı, babayı. |
 |
Beş kuruşluk fener o kadar yanar. |
 |
Bilinmedik iş ya karın ağrıtır ya baş. |
 |
Bilmediği beş vakit namaz, bilirde yanına varmaz. |
 |
Bin bilirsen bir bilene danış. |
 |
Bir adamın adı çıkacağına, canı çıksın. |
 |
Bir ağaçtan, oklukta çıkar boklukta. |
 |
Bir bulutla kış gelmez. |
 |
Bir dalın gölgesinde bin koyun eğlenir. |
 |
Bir dirhem et, bin ayıp örter. |
 |
Bir elin verdiğini, öbür elin duymasın. |
 |
Bir koyun başı pişinceye kadar, kırk kuzu başı pişer. |
 |
Bir nalına vurur, bir mıhına. |
 |
Bir yerim diyenden birde yemem diyenden kork. |
 |
Biri eşikte, biri beşikte. |
 |
Bitli baklanın kör alıcısı olur. |
 |
Bize gelince yiyip içelim, size gelince gülüp gecelim. |
 |
Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmektir. |
 |
Boşboğazı cehenneme atmışlar, ‘odun yaş’ diye bağırmış. |
 |
Boşboğazın sigarası yanmaz. |
 |
Bugünkü tavuk, yârinki kazdan iyidir. |
 |
Buyurulmadık yumuşu puşt oğlan tutar. |
 |
Büyük ekmek, büyük
bezeden olur. |
 |
Büyük lokma ye, büyük laf etme. |
|
Cahille arkadaş olma küstürün, cam kırığıyla kıçını silme kestirirsin. |
 |
Cami ne kadar büyük olursa, imam yine bildiğini okur. |
 |
Can boğazdan gelir. |
 |
Can çıkar huy çıkmaz. |
 |
Canı kaymak, isteyen mandayı yanında taşır. |
 |
Cani yanan eşek atı geçer. |
 |
Cinsinde olan tırnağında getirir. |
|
Çağrılmadık yere, çörekçi ile börekçi gider. |
 |
Çıkmadık candan, umut kesilmez. |
 |
Çıngıraklı deve kaybolmaz. |
 |
Çıngırdak bayramda satılır. |
 |
Çiftçilik, eşeğin kuyruğuna benzer, ne uzar ne kısalır. |
 |
Çingene ciğer pişirir, yemeden karnını şişirir. |
 |
Çingenenin ipini, kendisine çektirirler. |
 |
Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış. |
 |
Çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz. |
 |
Çubuk iken çıtlamayan, hezen iken kütlemez. |
 |
Çürük iple kuyuya inilmez. |
 |
Çürük tahtaya çivi çakma. |
|
Dağ başına harman yığına yel alır, odada savurma sel alır. |
 |
Dağ diye dangırdama, dağın kulağı vardır. |
 |
Dağda gezen kurdu görür. |
 |
Dağdan yayılan gölden sulanır. |
 |
Dağına göre kış olur. |
 |
Damdan düsenin halinden damdan düsen bilir. |
 |
Dan din desen oynar. |
 |
Danışan dağı asmış, danışmayan düz yolda şaşmış. |
 |
Davacısı kadı olanın, yardımcısı Allah olsun. |
 |
Davul bile dengi dengine çalar. |
 |
Davulu görür oynar, mihribanı görür ağlar. |
 |
Dede çağla yese, torunun dişi kamaşır. |
 |
Dediğim dedik, çaldığım düdük. |
 |
Değirmen iki tastan, muhabbet iki bastan. |
 |
Dek duranın devesi ölmez. |
 |
Deli deliyi görünce değneğini saklar. |
 |
Deli dersin deli, veli dersin veli olur. |
 |
Deli ile devletli bildiğini işler. |
 |
Deli ineğin akilli buzağısı olmaz. |
 |
Deli, deliden hoşlanır. |
 |
Deli, deliyi görünce değneğini saklar. |
 |
Deliyle çıkma yola, ya sağa saparsın ya sola. |
 |
Demir nemden insan gamdan cürür |
 |
Demirden korkan trene binmez. |
 |
Dert ağlatır, âşık söyletir. |
 |
Dert derdi acar. |
 |
Dert saklayınca kalır. |
 |
Deveye oyna demişler, dokuz kazan süt devirmiş. |
 |
Deveye sormuşlar: “Neden boynun eğri?’’ Nerem doğru ki? Demiş. |
 |
Deveye “inişi mi seversin, yokuşu mu” demişler, “Düz yere kıran mı girdi?” Demiş. |
 |
Deveyi hendekten atlatan, bir tutam ottur. |
 |
Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur. |
 |
Dibi görünmeyen kaptan su içilmez |
 |
Dibi görünmeyen kuyudan su içilmez. |
 |
Dilencinin torbası dolmaz |
 |
Dileyen Leylasını da bulur, Mevlasını da. |
 |
Dilim dilim dilim etti benim dilim. |
 |
Dilim senden çektiğim zulüm. |
 |
Dilin kendi küçük, cürümü büyüktür. |
 |
Dirlik olmayan yerde varlık olmaz. |
 |
Dişini gösteren it ısırmaz. |
 |
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. |
 |
Doğruluk minarede kalmış. |
 |
Domuzu vurmuşlar kanı ormana yayılmış. |
 |
Dost yoluna post olmalı. |
 |
Dostluk başka alışveriş baksa. |
 |
Dönen değirmenin ağzına necaset atılmaz. |
 |
Döven öküzünün ağzı bağlanmaz. |
 |
Düğün olur iki kişiye, tasası düşer deli komşuya. |
 |
Düşenin dostu olmaz |
 |
Düşmez kalkmaz bir ALLAH. |
 |
Düşünmeden çis yapmaya oturan, çömüdü çömüdü taş atar. |
Ecel geldi baş ağrısı bahane. |
 |
Eceli gelen it, cami duvarına işer. |
 |
Eceli gelen köpek, cami duvarına siyer. |
 |
Ekmeden biçmek Allah’a mahsustur. |
 |
Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver. |
 |
El adama akıl verirde ekmek vermez. |
 |
El adamı var sever, er adamı sağ sever. |
 |
El adamın düşünü azdırır ama çimecek su vermez. |
 |
El adamın düşünü azdırırda suyunu ısıtmaz. |
 |
El ağzına bakan, avradını tez boşar. |
 |
El atına binen çabuk iner. |
 |
El ayranı ciğer soğutmaz. |
 |
El elden üstündür |
 |
El eli yur, el de döner yüzü yur. |
 |
El elin aynasıdır. |
 |
El elin nesine? Gülerek gider yaşına. |
 |
El eliyle yılan tut, bir ucunu yalan tut. |
 |
El gömleği ile gerdeğe girilmez. |
 |
El gör elini beğen, harman gör yelini beğen. |
 |
El işlerse ağız gevişler. |
 |
El yumruğunu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz zanneder. |
 |
El, elin eşeğini türkü söyleyerek arar. |
 |
Elden ekmek yiyen yolda acıkır. |
 |
Elden gelen elli gün gitmez. |
 |
Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde gelmez. |
 |
Ele değen saman çuvalına da değer. |
 |
Ele verir talkını, kendi tutar salkımı. |
 |
Elin iyisinden, kendi kötümüz yeğdir. |
 |
Elti eltiyle iyi olsa da bohçası hamamda çekişir. |
 |
Emanet ata binen tez iner. |
 |
Emanet atın kuskunu yokuşta kopar. |
 |
Emanetin bağrı yufka olur. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|