Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Namaza meyilli olmayanın, kulağı ezanda olmaz. |
|
Nasipsiz it kurban bayramında ermeni mahallesinde gezer. |
 |
Ne kızı ver, ne dünürü küstür. |
 |
Ne umarsın bacından, bacın ölmüş acından. |
 |
Ne verirsen elinle, o gelir seninle. |
 |
Ne yavuz ol asıl, ne yavaş ol basıl. |
Oğlan anasını, inek danasını bilir. |
 |
Oğlan dayıya, kız halaya çeker. |
 |
Oğlan yer oyuna gider, çoban yer koyuna gider. |
 |
Oğlunu seven hocaya vermez, kızını seven kocaya vermez. |
 |
Olanla ölene çare yoktur. |
 |
Oldu olacak, kırıldı nacak. |
 |
Ona gelince şapur şupur, bize gelince yarabbi şükür. |
 |
Orospu içerden olunca, kapı kilit tutmaz. |
 |
Osurgan böceği yavrusunu, ap apacam diye sever. |
 |
Ot kökünün üstünde biter. |
 |
Oturduğu ahir sekisi, çağırdığı İstanbul türküsü. |
 |
Oynamayan gelin, yerim dar der |
Ödünç yiyen kesesinden yer. |
 |
Öksüz güler mi, meğer yanıla. |
 |
Öksüzün yüzü küllü olur. |
 |
Öküz altında buzağı aranmaz. |
 |
Öküz öldü, ortaklık bozuldu. |
 |
Öldü dayim, kesildi payım. |
 |
Ölmüş essek kurttan korkmaz. |
 |
Ölmüş adamın cebine harçlık konmaz. |
 |
Ölmüş eşek nallı olur. |
 |
Ölü ile gelinin atı yüğrük olur. |
 |
Ölüye giden ağlar, düğüne giden oynar. |
 |
Önce bol bol yiyen, sonra bel bel bakar. |
 |
Önüm kavurga kavurur, arkam harman savurur. |
 |
Öz ağlamayınca, göz ağlamaz |
Paran gitti mi diye sormazlar, işin bitti mi diye sorarlar. |
 |
Parasız tellal bağırmaz. |
 |
Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz. |
 |
Parmağının girmediği yere başını sokma. |
 |
Pazar kuruldu, hesap bozuldu. |
 |
Pek yaş olma sıkılırsın, pek de kuru olma kırılırsın. |
 |
Pekmezi küpten, kadını kökten al. |
 |
Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir. |
 |
Peşin avrat alır, veresiye ardından sövdürür. |
 |
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. |
 |
Püf demeye dudak ister. |
|
|
 |
Rüzgâr esmeyince, yaprak oynamaz. |
 |
Rüzgâra tüküren, yüzüne tükürür. |
Sabahın hayrı, akşamın şerri. |
 |
Sac sefadan, tırnak cefadan uzar. |
 |
Sac tava geldi hamur tükendi, demir tava geldi ömür tükendi. |
 |
Sağ gözün sol göze faydası olmaz. |
 |
Sağır duymaz uydururmuş. |
 |
Sahipsiz sürüyü kurt kapar. |
 |
Saire lazım olan bir sazla bir sözdür. |
 |
Sakınan göze çöp batar. |
 |
Sakla samanı gelir zamanı. |
 |
Saman elinse samanlık senin. |
 |
Samanlığı dana bitirir. |
 |
Samanlıkta iğne aranmaz. |
 |
Sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt. |
 |
Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün bile kokmamış. |
 |
Sarımsağın sıkısından seyreği yeğdir. |
 |
Saygı sayana, terbiye alana göredir. |
 |
Sebepsiz kuş ötmez. |
 |
Sel gibi geldi, kum gibi kaldı. |
 |
Sel gider kumu kalır. |
 |
Sen ağa, ben ağa, bu ineği kim sağa. |
 |
Sen bilirsin deyince akan sular durur. |
 |
Sen eli görmezsin el seni görür. |
 |
Sen ölmeyince el terlemez. |
 |
Sen övme işin övsün. |
 |
Sen seni bil sen seni, sen seni bilmezsen, patlatırlar enseni. |
 |
Serçenin gönlünden şahinlik geçer. |
 |
Sev seni seveni hak ile yeksan olsa, sevme seni sevmeyeni Mısırda sultan olsa. |
 |
Seversen oğlunu sev, kız kendini sevdirir. |
 |
Seyrek git dostuna, kalksın ayaküstüne. |
 |
Sıcakla zenginden zarar gelmez. |
 |
Sırrını açma dostuna, oda söyler dostuna. |
 |
Sıcak ağıldan kuzu kaçmaz. |
 |
Sıçandan doğan kendir keser. |
 |
Sıkça varma dostuna, kalksın ayaküstüne. |
 |
Sinek pis değil, ama mide bulandırır. |
 |
Sıpalı eşek yığın dağıtır. |
 |
Sonradan görmüş, dininden dönmüş. |
 |
Sora sora Bağdat bulunur. |
 |
Sorma kişinin aslini, sohbetinden bellidir. |
 |
Su akarken, testiyi doldurmalı. |
 |
Su bulanmayınca, durulmaz. |
 |
Su geldi teyemmüm bozuldu. |
 |
Sucu gelin etmişler, güveyi duran olmamış |
 |
Susuzluğundan yayılmaz. |
 |
Suyun durgun akanından, insanin yere bakanından kork. |
 |
Sükût, ikrardan gelir. |
 |
Sürüden ayrılanı, kurtlar yer. |
 |
Sütlü koyunu sürüden ayırmazlar. |
 |
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. |
|
Şahin küçüktür ama turnayı gökten indirir. |
 |
Şeyh uçmaz, müridi uçurur. |
 |
Şeytan eniğini yitirse bulamaz. |
 |
Şeytanın dostluğu darağacına kadardır. |
 |
Şimşek çakmadan, gök gürlemez |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|